4 Haziran 2014 Çarşamba

Sağır Kurbağa...

Nasihat değil hikâye dinlemeyi seven bir toplumun olmazsa olmasıdır kıssadan hisse'ler...


Şu ara bu hikâye ile haşır neşirim: 

Kurbağalar arasında bir yarış düzenleniyormuş...

Amaç, upuzun bir kulenin tepesine çıkmakmış...
Seyirci kurbağalar ve medya mensuplarından oluşan kurbağalar yarışmacıları seyretmek için toplanmışlar...
Yarış başlamış...
Seyirciler, kurbağalardan hiçbirinin kulenin en tepesine çıkacağına inanmıyormuş...
Ve hep yüksek sesle “vah vah, tüh tüh, hiçbirisi kulenin tepesine çıkamayacak” diyorlarmış...
Kurbağalar birer birer yarışı bırakmaya başlamışlar...
100… 70… 60… 30… 10.. 5… 1…
Sadece ama sadece bir tanesi inatla yarışmaya devam ediyormuş...
Seyirciler biraz şaşkın ama eskisi kadar emin “tüh tüh”lerine devam etmişler…
Kulenin tepesine çıkamayacak, vah yazık...
Sonunda, ısrarla yarışmayı bırakmayan kurbağa, kulenin tepesine çıkmış... 
Kendinden emin şekilde aşağı inmiş
Diğer yarışmacılar, seyirciler, medya bu kurbağanın etrafına toplanmış...
Nasıl başardığını öğrenmek istemişler...
Sormuşlar...
Cevap yok...
Daha yüksek sesle sormuşlar “efendim günde kaç saat çalışarak hazırlandınız” yine cevap yok...
Ve anlamışlar ki, kulenin tepesine, en tepesine çıkan bu kurbağa sağırmış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder